Göbeklitepe uygarlığın ilk basamağını oluşturdu
Karl W. Luckert, 12 bin yıllık Göbeklitepe’de, önce avcı-toplayıcı bir kültün geliştiğini, bununla birlikte yiyecek bollaşırken avlanan hayvan sayısında bir azalma meydana geldiğini kaydetti.
Dinler tarihi profesörü Karl W. Luckert, Şanlıurfa’da bulunan, birçok gizemi içinde barındıran ve insanlık tarihinin en eski mabedi olarak nitelendirilen Göbeklitepe’deki avcı-toplayıcı kültür nedeniyle hayvan sayısında bir azalma yaşandığını bunun sonucu olarak evcilleştirmenin çokça teşvik edildiğini iddia etti. Klaus Schmitt’in ön sözünün yer aldığı Göbeklitepe’ye ilişkin kitabında Prof. Karl W. Luckert, sadece Göbeklitepe’nin sembollerinin ne anlama geldiklerini, mimari yapıyı anlatmıyor; neolitik çağ insanının araç ve gereçlerini, yaşam eğilimlerini, gizemlerini, din anlayışlarını, avcı toplumunun davranış biçimlerini irdeleyerek bir insanlık tarihi çalışması sunuyor.
Alfa Yayınlarından okuyucuya sunula kitabın tanıtımında ise şu bilgilere yer veriliyor:
“Göbekli Tepe kazıları bugüne dek bilinmeyen “neolitik devrim”in dinsel yapısını ortaya çıkardı. Bu kült neredeyse 12.000 yıl önce Bereketli Hilal’in, yani Mezopotamya’nın kuzeyinde, avcı-şamanlar, çakmaktaşı madencileri ve silah-yapıcıların rahiplerince kurulmuştur. Silah yapımındaki bu ilerleme sayesinde geçici bir süreliğine de olsa yiyecek bollaştı, avcı sayısı arttı ve av hayvanları sayısı da azaldı. Hayvan sayısındaki bu azalmanın önüne geçmek için hayatın yeniden üretiminde uzmanlaşmış bir rahip kültü gelişti. Bu rahip sınıfının bitkiler ve hayvanlar üzerinde kontrol kurulabileceği yönündeki akıl yürütmesi sonucunda evcilleştirme çok teşvik edildi; bunun sonucunda oluşan “aşırı-evcilleştirme” durumu da uygarlığımızın ilk basamağını oluşturdu.”
GAP POSTASI